Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır elbette ama her kahve de aynı tadı taşımaz… Nerede içiyorsan, kiminle içiyorsan ona göre değişir…
Sahilde oturduğun rüzgarlı bir sonbahar günü, en sevdiğin dostun ağlarken içtiğin kahvenin tadı kederlidir…
Kahve telvesine yüreğinin acısı karışır. Bir pazar öğle sonrası annenin “hadi bir kahve yap da içelim” dediği kahve huzurludur… Köpükler annenin göz bebeklerine yansır… Dudağının kıyısında kalan küçük bir gülümsemedir…
Bir gece vakti zil zurna sarhoş birinin içtiği kahve düşülen kuyudan çıkma çabasıdır…
Dostlarla içilen kahve neşedir… Kahkahalar köpüklerin üzerinde yüzer…
Tek başına gece vakti balkonda içtiğin kahve yalnızlıktır… Acıdır tadı… Ama garip de bir keyfi, lezzeti vardır…
Baban için yaptığın kahve sevgi doludur… Çay bardağında, az şekerli… Kahve gibi görünmez sana… Ama sıcaktır, dumanı tüter ve kokusu büyülüdür…
Beklemediğin bir anda sana uzatılan kahve başkadır… Isıtır insanın içini…
Yorgun olduğunda içtigin kahve hafifletir seni… Kendine getirir, unutturur günün ağırlığını…
Bir Fincan Kahve
Kahve aynı kahvedir belki… Köpüğüyle, rengiyle, dumanıyla aynı kahvedir ama, İçilen kahveler ruhunun süzgecinden geçer ve tadları değişir… Her kahve aynı değildir bu yüzden…!